20 Aralık 2012 Perşembe

Arı türleri ve özellikleri

Arı türleri ve özellikleri Arı zar kanatlı hayvanlar sınıfından olup küçük kanatlı hayvanlardır. Arı (Apoidea) takımının birer üyesidir. Arı çeşitlerinin genel özelikleri aynı olsa da aslından birbirinden çok farklı özellikleri bulunur. Arı yaşadığı yere ve türüne bağlı olarak farklı boy ve yapıda olabilmektedir. Genel olarak arının boyu 2 – 4cm kadardır. Arı bedeninin alt kısmında 6 ayağı bulunur ve ayakları üzerinde polen taşıyıcı kısımlar bulunur. Baş kısmında kesici bir ağız, 1 çift anten ve dışa patlak biçimde 2 adet göz bulunur. Arının bazı türleri insanlar tarafından evcileştirilmiş ve yetiştiriciliği yapılmaktadır. Bu Arı çeşidi bal arısıdır. Bal arısı insanlar için faydalı bir böcektir ve insanların besin kaynağı olan balın üretimi için beslenir. Bu arılar insanlar tarafından kovan içinde beslenir. Bal arısı doğal ortamda; ağaçlar üzerinde, ağaç köklerinde, mağara içlerinde ve kaya yarıklarında yuva yaparlar. Genel olarak bir kraliçe Arı bulunur ve diğer arılar onun etrafında koloni oluştururlar. Bu bakımdan bal arısı asla ilaçlanmaz ve yok edilmez. İnsanlara en çok zarar veren Arı çeşidi yaban arısı ve türleridir. Yaban arısı diğer türlerine oranla büyük yapıdadır. Arılar türlerine bağlı olarak farlı renkte olabilirler bazı arılar sarı, bazıları kahverengi, bazıları alacalı olurlar kısacası her renkte Arı bulmak mümkündür. Arılar bir koloni şeklinde yaşarlar ve bir koloni içindeki her arının kendine göre işi vardır ve her Arı farklı görevler yapar. Arıların bazıları yuva yapar, bazıları yiyecek taşır, bazı arılar petek örer, bazıları su taşır, bazıları da savaşçıdır. Yaban arısı zehirli bir böcektir. Yaban arısının kuyruk kısmında bir zehir iğnesi bulunur ve bu sayede kendisine zarar veren canlılara saldırıp iğnesi ile sokar. Yaban arısı insanların besinleri olan meyve sebze çiçeklerine konup bunların suyunu çeker ve bu meyve özü ile beslenir. Yaban arısı bunu yaptığında çiçeklerin kurumasına neden olur ve meyve ve sebzelerin ürün vermesi kıtlaşır. Böylece ekinlere oldukça zarar verirler. Yaban arısı yuvasını genellikle toprak altına yapar fakat bazı yaban arısı türleri yuvalarını ağaç dallarına ve evlerin çatı kısımlarına yaparlar. Yaban arısının zehri çok güçlüdür ve insanı ısırdığında ciddi sıkıntılar verebilir. Yaban arısı her yönüyle insana zarar verir. Bazı yaban arısı türleri bal arılarının kovanlarına dalarak bu arıları kaçırıp yerler. Buda Arı yetiştiricileri için çok büyük zarar demektir. Bunun içindir ki yaban arısı görüldüğü yerde mutlaka ilaçlanmalı ve bununla mücadele edilmeli. Arılar kendisine tehlike geldiğini sezinlediğinde toplu halde saldırıya geçerler. Ve kendisine zarar veren canlıyı defalarca ısırırlar. Arı saldırısına uğrayan insan birkaç yaban arısı tarafından sokulursa ölüm tehlikesi geçirebilir. Arı saldırısına maruz kalan insan hiç zaman kaybetmeden en yakın sağlık kuruluşuna başvurmalı. Evde veya çevrenizde yaban arısı kolonisi varsa mutlaka önlemini alın. Bu arılar için en ekonomik ve en tehlikesiz yöntem ilaçlama yöntemidir. İlaçlama hizmeti için her zaman tüm müşterilerimizin yanındayız. Arı ilaçlaması tehlikelidir. Arı ilaçlamasını kendi başınıza yapmayın mutlaka profesyonel yardım alın. Arı çeşitleri: Bal arısı (Apis mellifera) 1,2 cm uzunluğundadır. Baş ve göğüs bölümü az çok kıllıdır ve genellikle sarı tonlardaki rengi soydan soya değişir. İki büyük bileşik göz, ve üç basit göz, başın tepesinde yer alır. Koku alıcı iki duyarlı anten de keskin görme duyusuna yardımcı olur. Bal arıları toplu halde yaşayan canlılardır ve kovanda yaşamın devamlılığını sağlamak için hep birlikte çalışırlar. Bir kovanda işçi arılar, ana arı ve erkek arılar bulunur. İşçi arılar kovandaki bütün işleri üstlenmişlerdir ve büyüdükleri hücreden çıktıkları andan itibaren gelişimleri ile orantılı olarak kovan içindeki görevleri de değişir. İşçi arılar yaşamları boyunca kovan içindeki her türlü işle ilgilenmiş olurlar. İlk üç günleri kovan temizleyicisi olarak geçer. Kraliçe ve işçi arıların iğnesi olduğu halde bal yapmayan erkek arılar iğnesizdir. Erkek arıların spermiyle döllenen Kraliçe yumurtalarının gelişmesiyle dişi arılar, işçilerin yumurtalarından ise erkek arılar oluşur. Kraliçe arı larva halinden itibaren işçi arıların tükürük bezlerince salgılanan arısütüyle beslenerek anaarı haline gelir. Ana Arı Kraliçe olarak da bilinen ana arı, ana arı hücresine bırakılan döllü bir yumurtanın larva döneminde, işçi arı olacak larvaya göre daha sık ve daha zengin gıda (arı sütü) ile özel beslenmesi sonucunda yumurtadan yetişkine toplam 16 günde oluşur.Arı kolonilerinin her birinde sadece bir kraliçe bulunur ve bu kraliçe arı diğer dişilere göre daha büyüktür. Temel görevi ise yumurtlamaktır. Üreme sadece kraliçe arı vasıtasıyla olur, onun dışında diğer işçi arılar erkeklerle çiftleşemezler. Kraliçe, yumurtlamadan başka, koloninin bütünlüğünü ve kovandaki sistemin işleyişini sağlayan önemli maddeler de salgılar. Kaliteli ve genç bir ana arı, diğer kovan içi ve kovan dışı şartlar da elverişli ise günde 2000 dolayında yumurta yumurtlayabilir. İşçi Arı Kovan temizliği arıların ve larvaların sağlığı açısından çok önemlidir. Arılar kovanda gereksiz gördükleri her şeyi dışarı taşırlar, taşıyamayacakları kadar büyük olan ve kovana dışarıdan giren böcekleri de öldürürler ve propolis ile kaplayarak bir nevi mumyalama işlemi yaparlar. Propolisin özelliği, içinde bakteri barınamamasıdır. Yani mumyalama işi için ideal bir maddedir. Arılar 3. günden sonraki bir hafta boyunca ise adeta dadılık yaparlar. Vücutlarındaki bazı salgı bezlerinin harekete geçmesi üzerine, larvaların bakımı işine yönelirler. Larvaların bütün bakımıyla 3 ila 10 günlük arılar ilgilenirler. Larvaların kimini arı sütüyle, kimini de bal ve çiçek tozu karışımıyla beslerler. 10. gününden itibaren işçilerin karnındaki balmumu bezleri gelişmeye başlar ve balmumu yapacak hale gelirler. İşçi arılar artık balmumuyla petek inşa eden inşaat işçileridirler. Arılar 10 gün boyunca petek üretimine devam ederler. Ama doğumlarının 20. gününde yine görev değiştirirler. Bu kez kovan girişinde gardiyanlık yaparlar. Arıların vücudunda yine bir değişim olur ve iğne bezleri zehir üretmeye başlar ve gardiyan olan arılar kovan kapısında nöbet tutarak davetsiz misafirlerin içeri girmesini engellerler. Erkek Arı Dişilerden iridirler ama ne iğneleri vardır, ne de kendileri için besin toplayabilecek organları. Tek fonksiyonları kraliçeyi döllemektir. Kovanda petek örme, yiyecek toplama, arı sütü üretme, kovan ısısını düzenleme, temizlik, savunma gibi akla gelebilecek tüm işleri ise işçi arılar yaparlar. Bir kolonide sayıları 10.000 ile 80.000 arasında değişen arı yaşar. Bir arada yaşayan arı sayısının fazlalığına rağmen aralarındaki kusursuz iş bölümü ve disiplin sayesinde, kovandaki işlerde hiçbir aksama olmaz ve kovan içinde hiçbir kargaşa da yaşanmaz. Dış görünüş olarak arılar birbirlerine çok benzerler. Bu benzerliğe rağmen kovana giren herhangi bir yabancı arı tanınır ve kovandan dışarı atılır ya da öldürülür. Her kovanda kraliçenin salgıladığı kimyasal bir madde vardır ve bu madde kovandaki bütün arılar tarafından bilinir. Ayrıca kovandaki bütün arılar da bu maddeyi kraliçeden alırlar yani kraliçe ile aynı kokuya sahip olurlar. İşte bu madde sayesinde aynı kolonideki bütün bireyler birbirlerini kolaylıkla tanırlar. Arılar toplam altı haftalık hayatlarının kalan bölümünde çiçekleri araştıran birer balözü toplayıcısı olurlar. İşçi arılar kovandaki bütün bu işleri yaparken kraliçe arıya düşen görev sadece üremektir. Kraliçe arı bütün ömrü boyunca hiç durmadan yumurtlar, ve bütün ihtiyaçları işçi arılar tarafından karşılanır. Anaarılar 16 günde, işçiler üç haftada, erkek arılar ise işçilerden günlerce sonra erişkin dumuna gelebilir. Daha sonra erişkin anaarılar, içlerinden yalnızca bir tanesi kovanda kalıncaya değin kıyasıya dövüşürler. Bu yeni anaarı kovanın eski anaarısına saldırır. O da yeni bir koloni kurmak üzere bir sürüyle birlikte kovanı terk eder. Buna arıcılıkta oğul verme denir. Bu şekilde arı kolonisi ikiye bölünmüş olur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder